Mahalleye Bir Kadın Eli Değecek Diye Yola Çıktım Mahalleye Bir Kadın Eli Değecek Diye Yola Çıktım


Artvinli Aşçı Gökhan Aydın, televizyon programına katılarak yemek yaptı
Küçük yaşlarda sevdiği için yemek yapan ve zamanla aşçılığa yönelen Gökhan Aydın, 5 yıldır bu mesleği yapıyor. Aydın, insanlara kendimi göstermek, Artvin'i tanıtmak amacıyla Zuhal Topal’la Yemekteyiz programına katıldı. Aşçı Aydın, Aşçılığa başlama süreci ve katıldığı yarışma hakkında açıklamalarda bulundu .
Aşçılığa nasıl başladığına dair bilgiler veren Aydın, “Kız kardeşim olmadığı için mutfakta anneme yardım etmekle başlayan bir durumum vardı. Sonra zevkli geldi, mutfağı sevdim, yemek yapmayı, hizmet etmeyi çok sevdiğim için aşçılığa adım attım. Açık öğretimden laborant ve veteriner sağlığı bölümünü okuyordum. Bazı şartlardan dolayı pek olumlu gitmedi. Aşçılığa devam etmeye karar verdim. Eğitim almadım, kendi çabalarımla ilerleme kaydettim. İlk başta Önce bir kafede başladım, oradan ustaların yardımıyla, desteğiyle bugünlere geldim.” dedi.
Çevresindekilerin aşçılığına verdiği tepkilerden bahseden Aydın, “Genel olarak çevremde çok iyi bir aşçı kabul ediliyorum. Yemeklerimden de herkes memnun. Kendime has müşterilerim oluyor. Yarışmada ufak tefek talihsizlikler oldu. Heyecan stres nedeniyle ve çok kameraya alışık olmadığım için sıkıntı yaşadım. Ama genel olarak el lezzetimi herkes beğenir. Hem evde hem iş yerinde çevremdeki bütün insanlar genel olarak beğenir.
Evde yemek yapma ile iş yerinde, kafede yemek yapmak arasında bayağı bir fark var. En başta ocak farkı var. Çünkü biz burada büyük ocaklara alışmışız, büyük ateşlere. Tabii ki yapabiliyoruz, yapamıyoruz demiyorum asla ama fark olabilir. Sulu yemekle fastfood arasında da fark ediyor. Hemen hemen hepsine hâkimim diyebilirim. Sunum önemli bizim için. Yemeğin lezzeti kadar müşteriye ya da yaptığın kişiye göre yemeğin göze hitap etmesi lazım, sunum çok önemli.” Şeklinde konuştu.
Programa katılma amacından ve yarışma sürecinden bahseden aşçı Aydın,
“Yemekteyiz'e katılmayı insanlara kendimi göstermek, Artvin'i tanıtmak açısından istedim ama ufak tefek talihsizlikler yaşadım. Onu saymazsak hiç pişman değilim iyi ki katılmıştım. Kendimi orada bütün dünyaya kanıtlamak istedim.
Yemekteyiz programının çok güzel ortamı var, çok iyi insanlar, çok sıcakkanlılar. Ama şöyle bir şey var kameralara çok alışık olmadığım için onun azizliğine uğradım. Onun dışında hiç pişman değilim. O an iki buçuk saat içerisine bir şeyler sığdırmak, bazen heyecandan dolayı zor olabiliyor onun dışında gayet güzel geçti.
Menümde Toyga Çorbası, el açması patatesli börek, Pembe sultan, Chivken Alla Florentina, Köri Soslu Fettucini, Ton Balıklı Taco Salata, Protakallı Panna Cotta ve yöresel olarak sıcak ekmek vardı. Biraz meslek hayatından seçmeye çalıştık, basit olmaması için. Yarışmaya katılmam ani geliştiği için özel bir menü çıkaramadım açıkçası.
Teyzemin evinde yarıştım. Belki de ilk defa mutfağına girdim diyebilirim. Bu bahane değil aslında ama sonuçta bilmediğim yerde ne kadar ki teyzem olsa bile sonuçta bir başka mutfaktasın, başka bir yerdesin. İlk etapta onun da ufak bir heyecanını yaşayabiliyorsun.
Tepkiler çok iyiydi. Artvin'den çıkan birisi olarak, medeni cesareti gösteren, oraya katılan biri olarak hatta herkesten çok iyi tepkiler aldım. Teyzemin komşuları bile destek çıktı k, hiç görmedim kişilerdi.
Ben Artvin’e döndükten sonra program verilmeye başlandı. Ne olacağını bilsem de heyecanla izledim. Yakın çevrem desteklerini hiç esirgemediler. Tabii ki orada kameralarda görünen bazı şeylere yanlış eleştiri yapıyorlar ama aslında yarışan bilir, orada olmadan kimse ön yargılı davranmasın.
Farklı programları katılmayı düşünüyorum ilerleyen tarihlerde. Şu an Yemekteyiz programının şokunu atlatmaya çalışıyorum. Stres attıktan sonra yine onlara başvuracağım.” ifadelerine yer verdi.
Sedat Başar

Editör: Haber Merkezi