Mine Su, İlknur Kırçiçek ve Selma Kırçiçek’in bir araya gelerek açtığı ‘Sima Yöresel Lezzetler’ adlı işletmede Hopa’nın tescilli lezzetlerinin yanı sıra Karadeniz yemeklerini de yaparak ilçe halkına, yerli ve yabancı turistlere hizmet veriyor.
Ev hanımı iken aldıkları kurslar doğrultusunda bilgilerine ve el lezzetlerine güvenen 3 kadın 6 ay önce açtıkları yöresel yemeklerin yapıldığı işletmede dayanışma ve cesaretleri ile de diğer kadınlara örnek oluyor.
İşletmenin kuruluş sürecinden bahseden kadın girişimci Mine Su, aktif ve sosyal bir kadın olduğunu bunu da işletme açarak değerlendirmek istediğini ifade ederek, “Ev hanımıydım, iki çocuğum var ikisini de büyüttüm, okuttum. İkisi de üniversitelerini bitirdiler kendi ayaklarının üstünde duruyorlar. Hayatım boyunca hiç boş duracak bir kadın olmadım. Evde boş oturacak vakit bırakmadım kendime. Hep sosyal aktivitelerin içerisinde yer aldım. Halk eğitimi merkezlerinin çeşitli kurslarına katıldım. Muhallebicilik kursunda Hopa Laz Böreği coğrafi işaretli olduğu için devlet destekli kooperatif kurulacağını söylediler. İlknur hanım ile birlikte kooperatifin ana kurucuları olarak bu serüvene başlamış olduk.” dedi.
Yöreye özgü lezzetlerin birçoğunun bulunduğu işletmenin ilçede olmadığına ve bu alanda talep olduğuna değinen Su, “Hopa’ya gelen yerli ve yabancı turistler doğal olarak buraya özgü yiyecekleri tatmak istiyor. Hopa Laz böreği ve hamsili ekmeğin yanında ilçemizin turşu kavurması gibi farklı lezzetlerini de tatmak istediklerini gördüm. Fakat kooperatifte farklı bir ürün çıkarma şansın olmadığı için ekstra ürünler yapılamıyordu. Böyle olunca biz de üç kadın olarak dedik ki neden bu tescilli ürünlerin yanında ilçemize Karadeniz’e özel lezzetleri de insanlara tattırmayalım. Talep de var bu talebi neden değerlendirmeyelim diye düşündük. Buradan yola çıkarak yeni bir işletme kurduk. Yaklaşık 6 ay oldu bu işletmeyi kuralı. Daha çok yeniyiz buna rağmen talep edenimiz çok. Çok güzel övgüler alıyoruz. Ürünlerimizi yiyenler sahil boyuna kadar böyle lezzetleri tatmadıklarını da söylüyor. Bu bizi daha da mutlu ve motive ediyor” diye konuştu.
İşletmeyi açma fikri sürecinde çevresinden fikir aldığını kaydeden Su, ‘yorulursun’ söylemlerine karşı ‘biz yaparız’ dediğini vurgulayarak, “Hayatım boyunca kendi çizgimde yürümeye önem gösterdim. Kendi çizdiğim çizgim doğrultusunda çevremdeki insanlar da saygı çerçevesinde hayatıma görüş ve önerilerini sunabilir. İşletme açma noktasında yakın çevremden görüş aldım. İnsanlar bu tempoya ayak uydurmakta sorun yaşar mısın dedi. Fakat günlük hayatımda da yemek yapmayı sevdiğim için hiç yorulacağımı düşünmedim. Tabi bu süreçte yorulabilirsin fakat üç arkadaş ile birlikte görev dağılımı, iş paylaşımı yaparak ilerletiyoruz. 6 ay içerisinde bir kere dahi pişmanlık duymadım. İyi ki de böyle bir işi yapıyoruz” ifadelerini kullandı.
Kadınlara kendi ayakları üstünde durmaları için tavsiyeler veren Su, şöyle konuştu: “Kadınlarımız kendi ayakları üzerinde durmalı. Özellikle Karadeniz kadınları çok cesur ve çalışkan her birinin mutlaka bir yeteneği vardır. Yeter ki o özelliğini keşfedip onun üzerinden yürüsünler. Az çok fark etmez istikrarla düşünür de yapmak isterse muhakkak başarı da gelecektir.”
Kadın Girişimci İlknur Kırçiçek de 3 ev hanımının gücünü birleştirerek işletme kurduğunu dile getirerek, açılış sürecini şöyle anlattı: “Bu işe başlamadan önce sosyal bir ev hanımıydım. Çeşitli kurslara giden evde boş oturmayı sevmeyen birisiyim. Önlisans üniversite de okudum. Aldığımız kursun doğrultusunda açılan kooperatifte bir süre çalıştık. Fakat ekonomik getirisi pek olmadığı için çok yoğun olmadım orada. İş yeri açma fikrinde Mine hanımın meziyetli olması beni daha da cesaretlendirdi. Turistler Türk mutfağında baklavadan başka yiyecek yok mu lezzeti talepleri bende de bir ışık yaktı. Mine hanım ile paylaştım onun da böyle bir fikri vardı. Öncesindeki dostluğumuza da dayanarak böyle bir işe atıldık. Gayet memnunuz. Selma hanıma da genç girişimci olarak teklif ettik o da kabul etti. 3 ev hanımı gücümüzü birleştirdik.”
Menüde yer alan tüm yemekleri kendilerinin yaptığına vurgu yapan Kırçiçek, “Sarma, hamsi pilavı, kara lahana, mısır ekmeği gibi farklı yiyeceklerimiz var. Mevsime göre menümüz değişiyor. Karadeniz’in sebze yemekleri oldukça geniş. Karadeniz mutfağı lezzetli ve farklı tat olduğu için yöreye yabancı olan insanlarda merak uyandırıyor. Ben Hemşinliyim Mine hanımLaz aynı yemekleri farklı lezzetlerde yapabiliyoruz. Zengin kültürlerimizi de birleştirmiş olduk bir nevi. İsimler farklı olunca dikkat de çekiyor örneğin kara lahana kavurmasına biz ‘terter’ deriz onlar ‘duderi’ der. Aslında içeriğinde malzeme farklılığı var ama aynı yemekten bahsediyoruz. Farklılıklarımız da bize güç katıyor.” şeklinde konuştu.
Selma Kırçiçek ise, yaşam tecrübelerinin işletmeyi daha sağlam temelle kurulmasını sağladığını aktararak, “En üretken, en donanımlı dönemdeyiz. Hayattan birçok tecrübe kazanmışız. Sağlam adımlarla ayakta duruyoruz. Yanlıştan öte doğrunun ne olduğu bilincinde olduğumuz dönemdeyiz. Bir nevi Hopalı kadınlara örnek teşkil ediyoruz. Bu da bizi oldukça mutlu ediyor.”
