“Yazık etmeyin zaman kaybetmeyelim” “Yazık etmeyin zaman kaybetmeyelim”

Atanamayan öğretmen Evrim Gülen Besni anlatıyor: Devletin eğitimcisini günlük işçi gibi seçip ücretlendirmesi son derece utanılacak bir durum.
Türkiye'de eğitim sisteminin en büyük mağdurlarından biri atanamayan öğretmenler. Henüz yeni mezun olmuş ve atanmayı bekleyen Evrim Gülen Besni, her sene artan mezun sayısına oranla atamaların az sayıda olmasının kendisinin Kamu Personeli Seçme Sınavı’na çalışarak atanma hayalinden uzaklaştığını vurguladı.
Artvin Çoruh Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türkçe öğretmenliği bölümünden 2020 yılında mezun olan Besni, “Gazetecilik sevdamı lise öğretmenlerimin engellemesinin etkisi var diyebilirim. “İlla insanlara birleşenler göstermek anlatmak istiyorsan öğretmenlik yapabilirsin, buna yatkınsın” şeklinde bir ifade kullanmışlardı” dedi.
Üniversitelerdeki eğitim hakkında açıklamalarda bulunan Besni, “Lisans hayatımız mesleki bilgi açısından oldukça yetersizdi. Staj zamanı bile kendimi o kadar yetersiz ve donanımsız hissettim ki, meslek edinmek için üniversiteye gerek var mı diye düşünmeden edemiyor insan. Mezuniyet yılım ve bir sonraki sene için de Milli Eğitim Müdürlüğü’nde çalışmak gibi bir düşüncem yok. Sebebi, alanda yeteri kadar nitelikli hissetmiyorum. Elbette KPSS çalışarak bu alan eksikliğini gidermek mümkün fakat yarış atı gibi bir sınava hazırlanırken tam bir öğrenme gerçekleşeceğini düşünmüyorum. Bu nedenle hem öğrenmeye devam etmek hem de akademide ilerlemek adına yüksek lisansta olmayı tercih ettim. Her sene verilen mezuna oranla alımların komik sayılarda olması beni KPSS sen uzaklaştırdı diyebilirim” diyerek Türkiye’de üniversite eğitiminin çalışma hayatına hazırlama konusunda etkisiz olduğunu vurguladı.
Devletin eğitimcisini günlük işçi gibi seçip ücretlendirmesini son derece utanılacak bir durum olduğunu aktaran Besni, “Sadece eğitim fakülteleri mezunları değil, tüm lisans mezunlarının öğretmen eksiği olan kurumlarda bu görevi yapabilecekleri düşünülmesi bize bu eğitimi boşa almışız dedirtiyor. Meslek onurunu ve gururunu inciten bir uygulama. Atanmış/ atanamamış ayrımı eğitimcilerin değil toplumun ve buna onları alıştıran hükümetin bir sınıflandırmasıdır. Bu uygulamaya daha bu derece baştan karşıyken ücretlerin acizliğini dile getirip daha fazla kınamada bulunmak istemiyorum. Bu uygulamaya devam edenlerin unuttuğu ve hatırlatmakta fayda gördüğüm bir husus var. Öğrenim her koşulda gerçekleşir fakat eğitim uzmanlık işidir ve işin eğitimini almış kişilerin icra edebileceği bir olgudur, ve bizlere dayatılanın aksine, atanınca değil mezun olunca öğretmeniz” dedi.

Editör: Haber Merkezi