Filistin halkı için kermes düzenlendi  Filistin halkı için kermes düzenlendi 


HAYDİKO Başkanı Emel Meriç “Biz bu hayvanların yok edilmesine engel oluyoruz”
Hayvanları Doğayı İnsanları Koruma ve Yaşatma Derneği (HAYDİKO) Başkanı Emel Meriç ve HAYDİKO Yönetim Kurulu Üyesi Nermin Albayrak ile hayvan haklarına ve yasalara dair konuştuk.
Hayvanları korumak için yasaların yetersizliğine değinen HAYDİKO Başkanı Emel Meriç, 2004’te eksileriyle çıkan yasanın 2021 de daha iyi bir hale getirilemediğini hatırlatarak “4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma günü 1931 de kabul edilmiş bir gün. Biz hayvanları koruyabiliyor muyuz, yaşam alanlarının varlığını sürdürebiliyor muyuz, nesillerinin devamını sağlayabiliyor muyuz o tartışılır. Bu gün sokak hayvanları günü gibi görünüyor. Genellikle kedi, köpek üzerinden gidiliyor ama hayvanların kedi ve köpekten ibaret olmadığını biliyoruz. Maalesef mevcut yasalarımız hayvanların yaşam hakkını koruyacak yasa olamadı. 2004’te eksileriyle çıkan yasa 2021 de daha iyi bir hale getirilemedi. Meclise getirilen yasa STK’larla bir mutabakata varılan yasa değildi. Hayvanları koruyan, sorumluluğu olan kurumlara görevini yaptıracak bir yasa değil maalesef. Yasada can olarak tanımlandı. Petshoplarda hayvan satışı yasak dendi ama katalogdan seçim yapılıyor. Gideceksiniz kataloğu açıp kıyafet alır gibi kedi köpek alacaksınız” dedi.
Hayvan hakları mücadelesinde aktif rol alma kararını nasıl verdiğini anlatan Meriç, “baktığım köpek kayboldu, onu ararken bir belediye toplamasına denk geldim. Kendi adıma o günden sonra geri durmadım. Gördüğüm şeyler benim kaldırabileceğim şeyler değildi. Şahsi mesele de değil, yaşam hakkı denen bir kavram var. Birçok insan hayvanları gereksiz görüyor ama o hayvanlar kendilerinden daha değerli ekosistem için. Bunu anlatmaya çalıştık. Hayvanların yaşam hakkını, bizim kadar acı çektiklerini anlatmaya çalıştık. Dernek kurulduktan sonra insanlarda beklentiyi arttırdı. Hasta ya da yaralı hayvan gördüklerinde dernekten yardım beklemeye başladı. İhbar geldikçe biz gittik ve altından kalkmamız zor bir hale gelse de zorlamaya devam ediyoruz. İnsanlar bir olay olunca bizi arıyorlar. STK’lar destekleyici, geliştirici işlevi olan yapılar var ama asıl yükü biz sırtlanmış durumdayız. Belediyeler tek tük adımlar atıyor ama olması gereken adımları sırayla gerçekleştirmediği için gönüllüler sahada çok zorlanıyor” ifadelerini kullandı.
Hayvanların daha fazla çoğalmaması gerektiğini belirten Meriç, “Biz bu hayvanların yok edilmesine engel oluyoruz. Ama biz bu hayvanları doğurtup sokaklara atmıyoruz. Biz bu hayvanların ürememeleri gerektiğini düşünüyoruz. Bazı insanlar kısırlaştırmanın hayvanların doğasına aykırı olduğunu söylüyor. Ama biz zaten yüz yıllar önce bu hayvanların doğalarına onları evcilleştirerek müdahale etmişiz ve insana bağımlı hale getirmişiz. Zamanla köylerde insanlar kalmayınca da bu hayvanlar doğal olarak insanların olduğu yerlere aktılar. Bu kapasiteyi şehirler kaldırmayacak, her yer beton. Biz 2014 yılından beri kedi ve köpeklerin kısırlaştırılması gerektiğini savunuyoruz. Hayvanlar çoğaldıkça artık kendi evlerimizde yer kalmadıkça bahçeli evi olan arkadaşlara yönlendiriyoruz. Sahiplendiremezsek trafikten uzak bir yerde dışarıyı öğrenebilecekleri yerlere salım yapıyoruz. Hayvanlar yiyecek bir şey bulamadıkları için buralara geliyorlar. İnsanlar evde artan yiyecekleri bir kap içerisinde çöplerin yanına koysalar beslersek alışırlar diye yapmıyorlar ama yemezlerse de ölüyorlar böyle bir gerçek var” diye konuştu.
“Merdiven altı üremenin durdurulması gerekiyor”
Hayvanlardan çıkar beklentileri olmadığını söyleyen Meriç: “Bu ara dernek olarak maddi krizdeyiz, hayvanlara sokak beslemesi yapamadığımız için hayvanlar insanların peşinde dolanıyor. Bazı insanlar bunu kovaladı olarak yorumluyor. Saldırgan hayvan varsa biz onu sokakta tutma taraftarı değiliz hem insan sağlığı hem hayvan sağlığı açısından. Belediyenin iyileştirme hizmeti var mı? Hekim yok, hizmet sunacak personel yok. Siz alıp hayvanı götüreceksiniz, orda ömrünü tamamlayacak, böyle bir şey yok yasa bunu söylemiyor. Belli bir süresi var rehabilite edeceksin, kısırlaştıracaksın, aşılarını tamamlayıp aldığın ortama bırakacaksın. Niye kısırlaştırma yapmıyorsun diye gidin belediyenizden hesap sorun. Çünkü yıllardır toplayıp dağ başına götürerek bu hayvanları öldürdü belediyeler. Ama köpek sorununu çözemediler. Çünkü üretim devam ediyor. Merdiven altı üremenin durdurulması gerekiyor, herkesin köpek çoğaltmaması gerekiyor. Artvin’e dışardan çok fazla köpek getiriliyor. Sokakta bu kadar hayvan varken, illa para verip köpek almak istiyorsa bu devlet eliyle olmalı, kime verdiği bellidir, kayıtlıdır. Onların haberi olmadan üretim de yapamazsınız. Sokağa düşmüş tüm hayvanların üremeden düzenli olarak kısırlaştırması lazım. Yasada en çok ihlal edilen kısım bu. Yasada hayvan dövüştürmeyle ilgili geri adım atılmış değil. Hayvan dövüşleri eziyettir. Bu hayvan sevgisi değil, hayvan sömürüsüdür. Kendi acziyetini hayvan üzerinden tatmin etmektir. Devletin kolluk güçlerinin bu konuda sıkı denetimler yapması ve cezalar verilmesi gerekiyor. Yasanın şöyle eksiği var, biri yasa ihlali yaptığında doğrudan suç duyurusunda bulunabiliyorduk. Artık bu tarım müdürlüklerinin inisiyatifine bırakıldı. Soruşturma iznini tarım müdürlüklerine verdiler. Biz de burada kamuoyu gücünü kullanmaya çalışıyoruz ki devlet kurumlarını harekete geçirelim. Yasal olan bir şeyi bizim kamuoyu gücünü kullanarak yaptırmaya çalışmamız çok üzücü. Artvin’de Artvin Barosu’na bağlı hayvan hakları komisyonu kuruldu. Hayvan haklarına dair daha çok iletişime gireceğimizi düşünüyoruz.”
“Doğalgaz gelince hayvanların evine de bağlattık”
HAYDİKO Yönetim Kurulu Üyesi Nermin Albayrak, kendi hayvanseverliğinin çocukluktan gelen bir duygu olduğunu belirterek, “Benim annem çok seviyordu. Yıllardır onlarla büyüdüğümüz için kedi sevgimiz çok fazla, köpeğimiz pek yoktu sadece bir tane köpek vardı. Annem babam vefat edince onların kedilerine bakmaya başladık. Bakınca bu defa dernek kurduk. 2014 yılında kuruldu. Anne babamdan kalan hayvanlara bakarken, derneği de kurunca dernekte bakım olayı yoktu. Ben derneğe gelen kedilere kıyamayınca aldık, kedilerimiz oldu. Onlara 3 tane ev yaptık orada kalıyorlar. Hepsine evde bakamadığımız için, soğuğa da atamadık. Kulübe yapalım dedik. Minyatür ev şeklinde yapıp ısıtıcı koyduk ama şimdi doğalgaz gelince onların evine de bağlattık” dedi.
Hayvanlara dair Artvin’deki eksikliklere dikkat çeken Albayrak: “Artvin’deki Hayvan bakımevi birçok ilde yok, güzel bir bakımevi. Tabii ki kullanıma elverişli hale getirilirse güzelleşir. Biz orada hasta hayvanlara bakıyorduk, Şu anda röntgen cihazı getirttirdik hayvanların bazı şeylerini tespit edebilmek için cihaz lazım. Aslında laboratuvar olarak tahlil makinesi lazım, veteriner alternatifi lazım. Bakım Evimiz var veterinerimiz yok biz bir tane hayvanı oraya götürüp tedavi ettiremiyoruz. Biz bir yere hayvan da götüremiyoruz. Ben kendi hayvanlarımı kendi imkânlarımla kısırlaştırdım, kendi paramla veteriner hizmeti alıyorum. Herkesin bütçesi yetmez. Belediyelerin kısırlaştırma hizmeti verme zorunluluğu var. Yolda araba çarpan hayvanı bile götüreceğimiz veteriner hizmeti yok. Küçük hayvanlara bakmak istemiyorlar.”
Yabani hayvanların bile aç kaldıkları için şehir merkezine indiğine dikkat çeken Nermin Albayrak, konuşmasına şu sözleri de ekledi: “Milli Parklar önceden gider ormanlarda meyve ağaçları diker, besleme yaparlardı şimdi hiçbir şey yok, o hayvanlar neden inmesin. Çayağzı Mahallesinde ordu halinde domuz geziyor, kapımızın önünden geçiyorlar. Artık yabani hayvanlar da iniyor. Ben doğuştan hayvan severim, onun için insanlardan rica ediyorum. Evlerde artan yiyecekleri çöplere atmasınlar. Sıcak havalarda bir kap su bıraksınlar. Bazen çocuklarını oğlum yaklaşma ısırır, hastalık bulaşır gibi tepkiler vermesinler. Hayvanlardan insanlara kuduz dışında bir hastalık geçtiğine tanık olmadım. Hayvanları sevelim. Onlar dünyanın süsleri.
Hatice Diler

Editör: Haber Merkezi