Çobanın Çilesi 12 Ay Boyunca Bitmiyor Çobanın Çilesi 12 Ay Boyunca Bitmiyor
SOL Parti İl Örgütü yoksulluk ve sağlıksız beslenme tehdidine karşı çözüm olması amacıyla  “Tarım Yol Haritası” paylaştı. Sol Parti İl örgütü tarafından paylaşılan Tarım Yol Haritası’ndagıda egemenliği mücadelesi  için yapılması gerekenler 10 madde halinde sıralandı. SOL Parti İl Örgütünün “Tarım Yol Haritası” gıda sistemini tohumdan sofraya bir bütün olarak ele alma gereğinden hareket ediyor. Öncelikle üretim maliyetlerini düşürecek bir dizi acil adım öneriyor ve bunları halkın gıda sistemi olan gıda egemenliği mücadelesi ile buluşturuyor. 10 maddede “Tarım Yol Haritası” şöyle: 1- Üretim maliyetleri düşürülmeli: AKP iktidarının, tarımı sermayenin çıkarlarına uygun politikalarla şekillendirmesiyle girdi üretim ve tedarikinde piyasalara ve dışa bağımlılık arttı; çiftçilerin üretim maliyetleri ve borçları katlandı. 2- Çiftçiyi tarımda tutacak düzeyde destekleme alımı ve sübvansiyon yapılmalı: 1980’den itibaren IMF ve Dünya Bankası’nın dayattığı istikrar ve yapısal uyum programlarının uygulamaya konulmasıyla tarımdaki sübvansiyon ve desteklemeler işlerliğini yitirdi. Bütçede tarım için ayrılan pay gittikçe azaltıldı. Tarım desteklerinde sertifikalı şirket tohumu kullanılması şart koşulup atalık tohumla üretim yapanlar destekleme dışında bırakılarak tohumda şirketlere mecbur bırakıldılar. 3-İthalat teşvikleri son bulmalı: AKP iktidarı yerel üretimi güçlendirmek yerine ithalatı teşvik edici politikalar benimsedi. İthalatta gümrük vergisi indirimleri gibi uygulamalarla gıdayı serbest piyasa karşısında korumasız bıraktı. İddia edildiği gibi gıda enflasyonu düşmedi, önüne geçilemez şekilde yükseldi. Üreticiler hasat dönemlerinde yapılan ithalatlarla köşeye sıkıştırıldı, üretimden el çektirildi. Dövizdeki yükselişle birlikte ithalat için cebimizden çıkan para gitgide büyüdü. 5-Özelleştirilen kamu kuruluşları kamulaştırılmalı: Neoliberal politikalarla devletin üretimden el çekerek bu alanı piyasaya terk etmesi istendi. Böylece Cumhuriyet’in kazanımı ve işçilerin emeğinin ürünü olan kamu kuruluşları ve Tarımsal KİT’ler bir bir işlevsizleştirildi, satıldı, kapatıldı. Gübreden şekerpancarına, tütünden süte tarım ve gıdadaki kalemler tek tek şirketlerin eline bırakıldı. 6-Tarım arazilerinin, müştereklerin gaspı sonlandırılmalı: Toprak, su, mera ve ormanlar gibi müştereklerimizin sermaye birikimi için kullanılması kırdan geçinenlerin sorunlarını derinleştirdi. 7-Örgütlenme zeminleri güçlendirilmeli: Sendikalar, kooperatifler, topluluk destekli tarım, katılımcı sertifikasyon gibi üreticilerin örgütlenme zeminleri, üretim koşullarını dönüştürme hedefiyle gıda egemenliği ilkesini temel almalıdır. 8-Sözleşmeli üretim sonlandırılmalı: Sözleşmeli üretim modeli çiftçileri tekil üreticiler olarak muhatap alarak şirketler karşısında yalnızlaştırmaktadır. Üreticilerin üretim araçları üzerindeki inisiyatifini gasp ederek mülksüzleştiren sözleşmeli üretim şirketlerin gıda sistemindeki kontrolünü artırmaktadır. 9-Köy tüzel kişilikleri geri verilmeli: 2012 yılında yapılan Büyükşehir Yasası tek adam rejiminin bir adımıydı. Köylerin tüzel kişiliğinin ortadan kaldırılmasıyla köylünün karar mekanizmalarına katılımı ve yaşam alanının üzerindeki tasarrufu tamamıyla engellendi. 10-Gıda egemenliği tesis edilmeli: Gıda ve tarım politikaları, toplumun temel ihtiyaçlarını karşılayacak biçimde piyasa dışı, nitelikli ve devamlılığı sağlanabilir şekilde agroekolojik üretim ilkeleri etrafında düzenlenmelidir. Gülsen Başar

Editör: Haber Merkezi