Artvin Baro Başkanı Ayla Varan, Dr. Uğur Çıkrıkçılı’ya gerçekleştirilen saldırı sonrası başlatılan hukuki süreci değerlendirdi.
Rize-Artvin Tabip Odası Yönetim Kurulu üyesi Dr. Uğur Çıkrıkçılı, kliniğinde muayene sırasında kliniğe girmek isteyen başka bir hasta tarafından bıçaklı saldırıya uğramıştı. Saldırının ardından başlatılan hukuki süreç hakkında Artvin Baro Başkanı Ayla Varan bilgilendirmede bulundu.
Baro Başkanı Ayla Varan, şu ifadeleri kullandı:
“Sağlık çalışanları kendi sorunlarının ve çözümlerinin farkında. Defalarca dile getiriyorlar. Ne yazık ki geçen hafta Uğur Beye bir saldırı gerçekleşti. Pandemi sürecinde minnet duygularımızı ifade ettiğimiz hekimlerimizin ve diğer sağlık çalışanlarımızın aslında mevcut koşullarda toplu sağlık sisteminde güvenliği işyeri kavramından o kadar uzaklar ki bu saldırıda bile zar zor adli kontrol tedbiri uygulanmasını sağladık.
Şüpheli hakkında ilk önce bu talep de reddedilmişti, amiyane tabirle ne yazık ki elini kolunu sallaya sallaya çıktı ve gitti şeklinde tabir edilen bir süreçle şüpheli serbest bırakıldı. İtiraz ettik imza yükümlülüğü getirildi. Sadece adli kontrol olarak, bir savunma olarak tutukluluğun son tedbir olduğunun farkındayız. Her zaman da bunu dile getiriyoruz. Ancak doktorların kendilerini savunma mekanizmaları olmadığına göre, sağlık sistemi bu koruma ortamını sağlayacak ortamı yaratamadığı apaçık iken öngörülen veya öngörülemeyen herhangi bir tehlike var ise aslında tedbir amaçlı tutuklama kararı verilebilirdi.
Dışarıda dolaşırken bir hekim, psikiyatri veya başka bir uzmanlık alanda güvenli bir şekilde işini yapmasını bekleyemeyiz ben bunu ön göremiyorum açıkçası. Cezalar caydırıcı olmalı. Her ne kadar tutukluluk son tedbir ise de bu gibi durumlarda hiç değilse bazı mesleklerde olduğu gibi ben bunu dilekçemde de belirttim; ülkemizde birçok meslek grubunda kolluk kuvvetinde ya da adliye içinde insanlar görevini yaparken devletin koruma hissiyatını hissederek çalışırlar, siz emniyet ya da adliye çalışanına gidip çakı bıçağını suratına salladığınızda yaptırım akıllarına dahi gelmez. Sağlık çalışanlarıda bu hissiyatı hak ediyorlar ama cezanın alt sınırı ve üst sınırı tutukluluğu gerektiren özel bir kanuni düzenleme olmadığı için, şiddeti önlemeden beklediğimiz düzenlemeler henüz gündemde olmadığı için tutukluluk kararı verilmedi.
Dışarıdan bakınca her ne kadar tutukluluğu gerektiren derecede alt ve üst sınır yok ama bir hekimin ve tek bir uzman olan hekimin hasta seçme hakkı olmadığı için ben Uğur Hocamın yarından itibaren odasında otururken dönemle alamayacağına göre hastane gibi bir yerde uzaklaştırma kararı ya da tedbir uygulanmayacağına göre ben işini yapmasını veya sağlıklı bir şekilde yapabilmesini bir hukukçu olarak beklemiyorum.
Bizim gibi illerde biz hekimlerin gözünün içine bakıyoruz gitmesinler diye ama yeterince sahip çıkamıyorsak da bundan sonra bu toplantılarımızı bu seslendirmelerimizi umarım yöneticilere duyurmak için daha güçlü oluruz teşekkür ediyorum.”
Uğur Aykan
