Vatandaşlarla birlikte iftar sofrasında buluştular Vatandaşlarla birlikte iftar sofrasında buluştular


Karadeniz Teknik Üniversitesi Orman Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Oğuz Kurdoğlu” Ne iyi ki Artvinliyim ve Artvin’in güzelliklerinden faydalanmak yaşamın bütün iyi tarafların çocukluğumdan beri nasıl hissetmişsem ve burada yapılacak olan faaliyetlerden oluşan kötülükleri de elbette ki iliklerimize kadar hissediyoruz. Bu durumdan da ebetteki rahatsızız ve bu nedenle de söyleyecek sözümüz var. 
Biliyorsunuz Doğu Karadeniz bütünüyle Bakır provensi olarak geçer. Artvin’de tıpkı Gümüşhane gibi Trabzon gibi zengin yer altı kaynakları var. Ama hep gözden kaçırılan bir şey var ve Artvin yer üstü kaynakları yer altı kaynaklarından çok daha zengin ve çok daha görünür ve ekolojik olarak bütün yaşam formlarına, hiçbir ayrımcılık yapmadan zengin fakir ayrımı yapmadan, hayvan insan ayrımı yapmadan ve düşünmeden fayda sağlıyor. Buna ekosistem hizmeti diyoruz. Madencilik ise yapıldığı ortamı tamamen değiştiren ve bir daha geri döndürülmez şekle getiren bir faaliyettir.
Bütün dünyada olduğu gibi madencilik girdiği yeri bozan, değiştiren ve yüzyıllar boyu olumsuz etkileri süren bir faaliyettir. Özellikle yabancı şirketlerin bizim gibi ülkelerde çevre kaygısından da uzak yapıldığı için çok ciddi zararlar söz konusu olabiliyor. Aslında baktığınızda merak etmeyin her şey kontrol altında ve projelerini yapıyoruz diyorlar ama arkanızda gördüğünüz HOD madeninde de sorunları görebiliyoruz ki. Bir dere vadisinin üstü kapandı düzleştiriliyor ve bu çok tehlikeli ve iklim değişikliğinde getireceği meteorolojik olarak afetlerde çok ciddi artışlar var ve kuru dere deseler bile kuru zamanı çok azdır ve yağış olduğunda yığılan pasalar çık ciddi riskler barındırır. Yaklaşık 80 Futbol sahası büyüklüğündeki atık barajı ise bir başka risk. Burada 8600 hektarlık alan, cerratepe’de 8530 hektarlık alan, salın başta (Ardanuç’ta) 2500 hektara yakın. Özetle söylersek Artvin’in yüzde yetmiş biri maden ruhsatlı feriye kalanlarda sahildeki kısa bantlar. Öyleyse Artvin’deki madencilik için insanlarımız şapkayı önlerine alıp bir kez daha düşünmeleri lazım ve özellikle İliç’i gördüklerinde, Kütahya’da, Romanya’da, Kanada’daki atıkları atıldığı barajın yıkıldığını gördüğünde ve dünyada atıkların yüzyıllar etkisi süren ve dereleri nasıl mahvet ettiklerini insanlarımız görünce tekrardan düşünmek bir zarurettir. Dolayısıyla biz Artvin’de iş olsun diye endişelenmiyoruz ve buradaki madenciliğin ne Ülke ekonomisine, ne il ekonomisine hiçbir yararı yok. Deminde konuştuk o köpük gidecek geriye pasası kalacak ve bu çevresel felaket insanlara arkadaşlık edecek ve tabii insanlarda burada kalırsa.”  

 

Editör: Editör Masası