Tarih belli oldu Tarih belli oldu


 Artvin merkeze bağlı Yukarı Maden Köyünde(HOD)ARTMİN madencilik işletmesinde incelemelerde bulunan Yeşil Artvin Derneği Başkanı Neşe Karahan” Nasıl bir felaketin içerisinde olduğumuzu anlatmaya çalışıyoruz. Doğamız ve buradaki vadimiz çok kıymetli ve bütün bu dağların altı altın olsa da,  tümü ülkemize kalsa bile doğanın geriye dönüşü yok. Sadece biz insanlar için değil doğadaki her şey için bu vahşeti durdurmamız gerekir. Ülkedeki bu maden facialarını durdurmamız gerekir. Herkesin bu sürece destek vermesi gerekiyor, nasıl anlatalım içimiz acıyor ve bu vahşeti nasıl duyuralım bilmiyorum. Ancak bir felaket yaşanınca a herkes ne oluyor demesin o felaket yaşanana kadar durduralım.” Diye seslendi.
“BURASI SADECE HOD VADİSİNİ YOK EDECEK DEĞİL, ARTVİN’E, ÇORUH VADİSİNE VE BARAJLARA DA ETKİSİ OLACAK.”
13 Şubatta Erzincan İliç’teki madende yaşanan heyelanda 9 işçinin kaybolması sonrasında gözler aynı firmanın Artvin merkeze bağlı Yukarı maden köyündeki ARTMİN madencilikteki faaliyetine çevrildi. Bölgeyi incelemeye gelen Yeşil Artvin Derneği başkanı Neşe Karahan ve Karadeniz Teknik Üniversitesi Öğretim üyesi Doç. Dr. Oğuz Kurdoğlu ve Köy muhtarı Anka Haber Ajansına konuştular,
Yeşil Artvin Derneği başkanı Neşe Karahan” Evet maalesef kaç senedir biliyoruz Erzincan İliç’teki firmanın burada olduğunu. Erzincan İliç’te daha öncede felaket yaşanmıştı ama İliç’teki büyük felaket yaşanınca insanlar ne oluyor diye ancak şimdi endişeleniyorlar. İliç’te yıllardır paramparça ediliyor ve aynı endişeleri biz cerratepede şimdi yaşamaya başladık. Tabi burası Yukarı Maden köyünde de daha büyük bir felaket çanları çalıyor. Burası sadece HOD vadisini yok edecek değil, Artvin’e, Çoruh vadisine ve barajlara da etkisi olacak. Bakın şuandaki çalışmaları görüyorsunuz ve şuan ön hazırlık var ve burada kuru dere diyorlar ama şuan kuru olabilir ama sonrasında yağışlarla beraber etkisini  hatıla vadisinde gördük. Bir anda inanılmaz yağışlar yağıyor ve burada doldurdukları toprak sele dönüşüp köyü basabilir. Hemen karşıda gördüğünüz caminin olduğu yereler yem yeşil yerlerdi şimdi ise hallaç pamuğu gibi akmaya başlamış ve henüz başlangıç olmasına rağmen. 
“KAPASİTE ARTIRIMIYLA KÖYÜN TAM ORTASINA BOMBA GİBİ DÜŞTÜLER.”
Ne diyelim ilk adımlar bunlar ve felaketler Artvin’i adım adım sarmaya başlıyor ve biz bunları yaşamak istemiyoruz. Bir an önce ülkemin insanın ne olduğunun farkına varmasını istiyoruz. Nasıl bir felaketin içerisinde olduğunu anlatmaya çalışıyoruz, doğamız ve buradaki vadimiz çok kıymetli ve bütün bu dağların altı, altın olsa da tümü ülkemize kalsa bile doğanın geriye dönüşü yok. Şuanda en önemli olan temiz hava, temiz su ve burada yaşayan canlılar. Sadece insanlar olarak bakmamak gerekir ve burası yabani hayat açısından da önemli bir yer ve hocalarımızdan bunları öğrenmiş bulunmaktayız. Sadece biz insanlar için değil doğadaki her şey için bu vahşeti durdurmamız gerekir. Ülkedeki bu maden facialarını durdurmamız gerekir. Herkesin bu sürece destek vermesi gerekiyor ve nasıl anlatalım içimiz acıyor ve bu vahşeti nasıl duyuralım bilmiyorum ancak bir felaket yaşanınca a herkes ne oluyor demesin ve felaket yaşanana kadar durduralım. Şuanda mezarlara dokunmayacaklarını söylemişler ama adımlarını attıkça oraları maalesef hallaç pamuğuna çevirirler. Biliyorsunuz şirket yavaş yavaş girer memlekete her yerde olduğu gibi. Mühendisler söz veriyor ve mühendisler şirketin sahibi ve yasa değiller. Mühendisin söz verme gibi bir durumu olamaz örneklerinden biliyoruz ve her sene mühendisler değişiyor. Bu durumda çocuk kandırırlar gibi milletimizi de kandırıyorlar. Buradan yukarısına dokunmayacağız gibi söz vermişler ama bunların başlangıcı 1.93 hektar, kapasite artırımıyla köyün tam ortasına bomba gibi düştüler ve 3.500 hektar ve ruhsatları 8.600 hektar ve devamı gelmeyecek mi elbette gelecek. Böyle bir soygunu hangi ülkede yapabilirler ve böyle bir vahşeti hangi ülkede uygulayabilirler. Rahat rahat her şeyimizi tarım alanlarımızı, suyumuzu bakın köyün ortasından akan pırıl, pırıl suyumuzu da alacaklar. Şirket diyor ki akiferlerden suyu kullanacaklarmış ya burası Konya ovasımı Allah aşkına mümkün mü bu argümanı cerratepe’de de söylemişlerdi ama ilk önce içme suyuna el koymaya çalıştılar. Bizler mahkemelerde direnerek karşı koymaya çalışıyoruz. Buraları istimlak edip köyü boşaltmışlar ama burası da sahipsiz değil, Artvin halkıda ve ülkemin aklı başında olan insanları da sahip çıkacak topraklarına ve bu felaketleri de durduracaklarına inanıyorum ve başka da şansımız yok.”
 

Editör: Editör Masası