Kadın girişimci olan ve aynı zamanda çiftçilik yapan Hülya Dokur, şehir yaşamının yaygınlaşması ile birlikte insanların paketli ürünlere yöneldiğini ve köylerdeki üretimin azaldığını ifade etti.
Tarım ülkesi olan ülkemizde tarımsal faaliyetlere insanların daha fazla teşvik edilmesi gerektiğini vurgulayan Dokur, “Devlet, köyde çalışan kişilerin sigortasını yapacak diyecek ki ‘sen köyünde kal hayvancılığını yap yıllık sigortanı yapacağım kendi kazancında kendinindir.’ Ürününü satmak isteyenler için de belli bir pazar yerini gösterip orada istediği zaman ürünü satabilme imkanı sunmalı herkes kendine özel bir yer açmak zorunda değil.” dedi.
Özellikle belediyelerin yerel üreticiye destek vermesi gerektiğini dile getiren Dokur, “Belediyenin de desteği olmalı yakın köylerdeki arazilere seralar yapıp oradaki belediyeye aldığı işçilere tarımı öğretebilir. En kısa zamanda üretimin gelişmesi için belediyenin himayesi altında gençleri, büyükleri 18-65 yaşa arasında çalışmak isteyen herkesi bir araya getirmeli. Önce yakın köyleri sonra uzak köyleri sonra ilçeleri yapacak böyle böyle üretimi sevdirecek. Maaşını ve sigortasını yatırdığı zaman kalkınma olacak. Çiftçilik ve tarım öğrettiği kişilere de ilk tatil zamanında da tatil yerleri göstermeli. Beş senede bir de DOKAP projeli yurt dışına senede 50 kişi göndererek oranın üretimini gösterebilir. İthal ürünler bize nasıl geliyor, onlar nasıl üretiyor onu göstermeli insanlarımız hem oraya tatil amaçlı gitmeli hem de oranın üretim şekillerini görmeli. O zaman insanlar topraklarına döndüğü zaman daha fazla sahip çıkacak ve daha farklı bir gözle bakacak. Herkesin öğretmen, doktor, avukat olarak değil de çiftçi olarak da güzel yaşamların olduğunu bilecek. Buna benzer projeleri gençler için de yaparlarsa gençler üretime başlar, üretim aşkı olur.” diye konuştu.
Gülşen MAKAR
