Cumhuriyet Halk Partisi Ardanuç ilçe örgütü İsrail’in Filistin’deki işgalini protesto etmek için basın açıklaması yaptı.

CHP Ardanuç ilçe yöneticisi Gürsel Kaya “Filistin’in elinde kalan son toprak parçalarını elinden alacak ve soy kırıma girişeceğini dünyaya duyuran, elektriği ve suyu kesen İsrail halkı, bölgeyi göçe zorlamak için hastaneleri dahi vuracağını ilan etmiştir. 17 Ekim de El- Ehli Hastanesi bombalanarak 500’ü aşkın çocuk, kadın, yaşlı ve genç insanı katletmiştir. İşgalci İsrail devletini kurulur kurulmaz tanıyan Türkiye Cumhuriyeti bu terör organizasyonu ile diplomatik, askeri, ticari her türlü ilişkisini derhal kesmelidir. Katil İsrail, Filistin’den defol halklar direnişte, nehirlerden denize özgür Filistin ”diye tepki gösterdi.

ffilistin açıklama ek 26 (3)

Cumhuriyet Halk Partisi Ardanuç ilçe örgütünün yaptığı basın açıklamamasına, Ardanuç Belediye Başkanı Yıldırım Demir, CHP Ardanuç İlçe Başkanı Hafız Eyüp Uygur, Sol Parti Ardanuç İlçe yönetim kurulu üyesi Songül İstanbullu, CHP Artvin İl genel Meclis üyesi Talip Işık, Cumhuriyet Halk Partilileri, Sivil Toplum örgüt temsilcileri ve Ardanuçlu halkı katıldı. Yapılan basın açıklamasında CHP Ardanuç ilçe yöneticisi Gürsel kaya şunları söyledi,

“Ekimin ilk haftasından bu yana işgalci İsrail eliyle Gazze başta olmak üzere Filistinliler yeni bir soykırım dalgasıyla karşı karşıya. Uluslararası kamuoyunun gözü önünde yaşanan bu soykırım her geçen gün şiddetini artırmaktadır. İsrail yetkilileri yıllardır işledikleri suçlarından cezalandırılmadığı için açık açık işledikleri ve işleyecekleri savaş suçlarını açıkça inkar etmektedirler. İşgalci İsrail rejimi kurulduğu ilk günden itibaren şiddetli bir şekilde soykırım ve akla gelmeyecek her türlü zorbalığı uygulamaktadır. Emperyalist güçler tarafından bütün bunlar görmezden gelinmiş ve hatta desteklenirken Filistin halkı toplu katliamlara uğramış, yerlerinden sürülmüş ve topraklarına el konulmuştur. Emperyalistlerin ileri karakolu olarak Ortadoğu’nun bağrına saplanan hançer olmuşta emperyalizmin himayesi altında her türlü suçu işlemeyi kendine hak görmüştür. Kitle katliamları yasa dışı yerleşimlere el koyma neticesinde Filistin halkı gettolarca kıstırılmış Gazze ve Batı Şeria’da etrafında Demir kafesler, duvarlar ve silahlarla çevrilmiş, su kaynakları ellerinden alınmış , açlığa ve susuzluğa mahkûm edilmiştir. Bu koşullar altında Filistin dünyanın en büyük açık hava hapishanesine dönüştürülmüştür”

“İş birlikçi bölge devletleri Abraham Anlaşmaları adı altında İsrail’le ilişkilerini normalleştirirken Filistin halkı kaderine terk edilmiştir. Filistinlilerin ellerinden kayan toprak parçaları gün be gün İsrailli silahlı birliklerce işgal edilmiştir.

İşte bu koşullar altında Filistin direniş örgütleri 7 Ekim de yaptıkları bir hamleyle kuşatmayı yarmış demir kafesleri parçalamış işgalci İsrail’e ciddi darbeler indirmiştir. İşgalci İsrail ilk defa işgal ettiği toprakların bir kısmını boşaltmak. Zorunda kalmıştır. Bunun üzerine ilk andan itibaren İsrail ve emperyalist işbirlikçileri birçok yalan servis etmiş, Ortadoğu halkına kin kusmuşlardır. Filistin’in elinde kalan son toprak parçalarını elinden alacak soy kırıma girişeceğini dünyaya duyuran, elektriği ve suyu kesen İsrail halkı, bölgeyi göçe zorlamak için hastaneleri dahi vuracağını ilan etmiştir. 17 Ekim de El- Ehli Hastanesi bombalanarak 500 ü aşkın çocuk, kadın, yaşlı ve genç insani katletmiştir. İsrail Filistin’de adım adım soy kırıma doğru ilerlemektedir.

ffilistin açıklama ek 26 (2)

“Bir halkın topluca aç ve susuzluğa bırakılması, öldürülmesi ve göce zorlanması soy kırım suçunu oluşturur. Bu suç ta zamanaşımı yoktur. Türkiye mahkemeleri yurt dışında işlenen soykırımcılarını yargılamaya yetkili ve görevlidir. Ne var ki bugün Filistin halkına yaşatılanlar insanlık suçu ve soykırım olduğunu söyleyemeyen, İsrailli yerleşimci olarak tanımlayan bir iradenin soy kırımı yargılayacak iradeyi göstereceğine inanmıyoruz. Çünkü büyük patron ABD Emperyalizminin lojistik destek sağladığı bir katliamı yargılama iradesinden yoksun olduğu bütün kamuoyu tarafından bilinmektedir”

“Bütün bunlar göstermektedir ki ezilen halkların gün be gün katledilmesini engelleyecek olan emperyalistlerin insafı değil Tüm dünya halklarının Filistin direnişine kenetlenmesiyle olacaktır. İşgalci İsrail devletini kurulur kurulmaz tanıyan Türkiye Cumhuriyeti bu terör organizasyonu ile diplomatik, askeri, ticari her türlü ilişkisini derhal kesmelidir. İşgalci İsrailli olağan ve makul gösteren her türlü faaliyet her düzeyde boykot edilmelidir. Emperyalizmin Ortadoğu da Karakolu durumunda olan İsrail karşısında Filistin halkının yanındayız. Katil İsrail, Filistin’den Defol Halklar direnişte, Nehirlerden Denize Özgür Filistin” dedi.

Haber: Gülşen MAKAR

Esnaf ziyaretlerine devam ediyor Esnaf ziyaretlerine devam ediyor

Editör: GÜLŞEN MAKAR