Milli İrade Meydanı'nda Atatürk Anıtına çelenk sunumuyla başlayan tören, Ahmet Hamdi Tanpınar Kongre ve Kültür Merkezinde devam etti.
Törende konuşma yapan İkmal Teğmen Kadir Erler, 85 yıl önce ebediyete intikal eden ulu önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün sayı, minnet ve rahmetle andığını söyledi.
Erler, konuşmasında, “1881 Atatürk’ün doğum tarihidir 1938 ise asla ölüm tarihi olamaz. Bu tarih ancak bir fani vücudun dünyayı terk ettiği, gözlerini bu dünyaya yumduğu tarihtir. Bu iki tarihin arasındaki hayatı ise sanki bir destandır, bir efsanedir. İlke ve devrimleri zamanın ötesine ulaşan değerli düşüncelere ve her an yolumuzu aydınlatan tüm zorluklar karşısında bizleri mücadele etme, kendine güvenme, başarma, azim ve gücü veren ebedi başlatan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün fikirleri ve bıraktıklarıyla daima bizimle birlikte olacağına yürekten inanıyoruz. Biz Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları olarak yüreğinize taşıdığımız vatan ve millet sevgisi, barış ve güvenliğin teminatı caydırıcı gücümüz ve üstün disiplin anlayışımızla görevimizin başında ve asil milletimizin emrindeyiz. Eşsiz, kahraman, büyük önder Atatürk’e olan sevgimiz, saygımız ve minnetimiz her geçen gün artarak sonsuza kadar sürecektir. Kurduğu Cumhuriyeti sonsuza dek yaşatacak, onun aziz hatırası önünde bir kez daha saygıyla eğiliyoruz.” dedi.
Erler, konuşmasında, şunları kaydetti: “Bugün bütün Türkiye, bütün yüce Türk milleti onu sevgi ve saygıyla anmaktadır. Doğadaki bütün canlar ve insanoğlunun da yaşamının bir sınırı vardır. Ancak bazı insanlar vardır ki yaşamları boyunca ürettikleri ve bıraktıkları eserler yaşamlarından sonrada varlıklarını sürdürürler. İşte o insanlardan biri de ölüme meydan okuyan öldükten sonra da yaşayan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür. Dünya tarihi çağlar boyunca üstün nitelikli askerleri ve yüksek nitelikli devlet adamlarının hayatlarını dile getirir. Fakat askerlik ve devlet adamlığı nitelik ve yetenekli bir bütün olarak kendi içinde toplamış bulunan pek az örnek insanın varlığından söz eder. Atatürk, milli mücadelede milli birliği temin eden eşsiz bir lider, muharebe meydanlarında efsanevi bir komutan devlet kuran, büyük siyaset adamı, milletin çehresini değiştiren kudretli bir ittihatçıdır. Bu vasıflarıyla insanlık tarihinin tanıdığı en büyük devlet adamlarından biri olduğuna şüphe yoktur. Conk Bayırında askerlerine ‘Size ben taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman zarfında yerimize başka kuvvetler ve kumandanlar gelecektir.’ emrini vermesi ve emrinin tereddütsüz yerine getirilmesi Atatürk’ün komutanlık ve askerlik vasıflarının bir göstergesidir. Atatürk, milletin tarihi seyrini değiştirebilecek üstün meziyetleri sayesinde memleketi, askeri ve siyasi zaferlerle uçurumun kenarından kurtarmıştır. Dünya tarihinde her türlü imkansızlığa rağmen inandığı fikre tatbik sahasına dökmüş, ‘ya istiklal ya ölüm’ parolasıyla bir milli mücadele kazanmış, arkasından yepyeni bir bünyede çağdaş millet ve devlet yaratmayı başarmış devlet adamı azdır. İçinde bulunduğu şartları değerlendirmede engelleri ortadan kaldırmadan gösterdiği büyük başarı, Atatürk’ün ayrı bir özelliğini teşkil etmektedir. Diyebiliriz ki Atatürk, Türk toplumunda sadece çağdaşlaşma için değil, bu çağdaşlaşmayı en kısa zamanda gerçekleştirebilecek yolu gösterdiği için ve nihayet çağdaşlaşmaya engel olan etkenleri cesaretle bertaraf ettiği için büyüktür. Esasen modern Türkiye’nin kurucusu sıfatını da işte bu büyüklüğünden almaktadır. Büyük nutkunun sonlarında Türk gençliğine hitaben çizdiği tablo aslında kendisi mücadeleye atıldığı zaman memleketin içinde bulunduğu tablodur. Atatürk, en büyük şartlar altında bile her şeyin bitti zannedildiği bir zamanda dahi Türk milletinin güvencesinin kaybolmaması gerektiği gerçeğini saptamış bir milli kahramandır. Giriştiği mücadelenin başından sonuna kadar Türk milletinin yüksek vasıflarına güvenmiş, kazanılan her türlü zafere, milletin eseri olduğunu söylemiştir. Kişiliği ve ikna kuvvetiyle kitleleri sürüklemiş milli kurtuluşa, bayrak olan fikirlere, görüşlere ve eserleriyle temsilcileri memleket sınırlarını aşmış, mazlum milletlerin bağımsızlık ve hürriyet mücadelesinde manevi kuvvet olmuştur. Atatürk’ün insanlık değerlerine içten ve büyük saygısı vardır. O bütün insanların asırlar boyu öldüğü ve övündüğü meziyetleri üstün kişiliğinde toplamıştır. Hayatı boyunca gösterdiği davranışlar, bu meziyetleri sergilemektedir. Şöyleki benim muzaffer başkomutan olarak İzmir’e girdiği gün önüne serilen düşman bayrağını ‘bayrak bir milletin bağımsızlık alâmetidir. Düşmanın da olsa saygı göstermek gerekir’ diyerek onu yerden kaldıran, bir milleti hürriyet ve bağımsızlığa kavuşturan büyük eserinin haşmeti karşısında memleketin büyük sanatkârları, şairleri, tiyatro sanatçıları elini öpmek istedikleri zaman sanatkâr el öpmez, sanatkarın eli öpülür cevabını veren, Çanakkale şehitleri töreninde harpte ölen diğer millet askerleri için bu memleketin toprakları üzerinde kanlarını döken kahramanlar burada bir dost vatanının toprağındasınız huzur içinde uydunuz diyen büyük Atatürk, gerçekten insan sevgisine ve insanlık idealinin erişemeyeceği bir örneğidir. Bu davranışlar belki de insanlık tarihinde eşi olmayan bir şekilde. Onun büyüklüğünü, engin hoş görüsünü sergilemektedir. Yurtta barış dünyada barış ilkesi Atatürk için dünyamızda yaşayan bütün insanları birbirlerine daha çok yaklaştırmak, daha çok sevdirmek yolundaki çabalarının bir parçasıdır.”
Törende 10 Kasım ile alakalı yapılan resim, şiir ve kompozisyon yarışlarında dereceye giren öğrencilere ödülleri takdim edildi.
İl Milli Eğitim Müdürlüğü organizasyonunda hazırlanan 15 Temmuz Anadolu Lisesi öğrencilerinin Atatürk orotoryosu gösterisinin ardından tören sona erdi.
Törene Artvin Valisi Cengiz Ünsal, Garnizon Komutanı Piyade Albay Mesut Demiray, İl Jandarma Komutanı Jandarma Albay Mehmet Çelik, Belediye Başkanı Demirhan Elçin, İl Emniyet Müdürü Hüseyin Adatepe, kurum amirleri, siyasi parti, STK temsilcileri ve vatandaşlar katıldı.
Haber: Eda BAŞAR ÖZKAN
