Sokak röportajları toplumumuzun röntgenini çeker. Halkın ne denli bilgili, ilgili, duyarlı olduğunu yada olmadığını çok net gösterir. Öyle cevaplar verilir ki bazen ağlar mısınız, güler misiniz?

Çoğu zaman Aziz Nesin’i anarız. AB’nin 50 yıldır bizi neden üyeliğe kabul etmediğini, tamamen dışlamak yerine neden dışarıda tuttuğunu  o kısa söyleşilerden anlayabiliyoruz.

En büyük kusur, hatta suç, kabahat şudur; Bir kere İnsanlarımız dürüst değil.

Hele hele gurbette olup dolar,  avro kazanıp; Türkiye’de mal, mülk, arazi, kat, yat, işyeri zengini olmuş bazı kişiler yok mu? O kadar iğrenç, o kadar sahtekar ve o kadar ucuz insanlar ki...

Gurbette bulunduğu, para kazandığı ülkeyi kötülüyor. Türkiye’de ekonomik sıkıntı içinde yaşam mücadelesi veren, hükümetten memnun olmayan milyonlarca dar gelirli dünyada hiç bir varlığı olmayan  insanlara hakaret ediyor, kötülüyor, nankör diyor!

Türkiye’nin ekonomisini öve öve bitiremiyor! “Kıymet bilin” diyor!

“Gel benim aldığım para ile burada sen yaşa” diyenlere cevap olarak yine hakaret ediyor!!!!

Ekonomi onun için gerçekten çok güzel! 1 dolar 30 TL’ye dayanmış!  Ayda 30 kat benden fazla kazanıyor.  Bir eli yağda bir eli balda.

Gurbette olduğu halde benim sıkıntılı yaşadığım yerde üstüne bir de oradan oy kullanıyor. Benim kaderimi  belirliyor!

Ben şayet köyümde ikamet edemiyorsam  bulunduğum yerde oy kullanırken, yani köyümde oy kullanamazken  sen nasıl oluyor da 3-5 yılda bazen hiç gelmediğin  ülkem için bulunduğun yerden oy kullanıyorsun?  Bu senin suçun değil biliyorum.  Bu suç siyasilerin! Ama sende buna bir kez bile itiraz etmeden, yüzün kızarmadan oy kullanıyorsun! Tıpkı sığınmacı olduğu halde vatandaşlık almış, daha doğrusu verilmiş Suriyelinin  ülkemde oy kullanırken  yüzünün kızarmaması gibi!!..

Gurbette olup ülkeyi, dünyayı çok iyi bilen, asla yalan söylemeyen, hakkıyla haklı, doğruya doğru diyen çok kıymetli gurbetçilerimizi tenzih ettiğimi yani ayrı tuttuğumu belirtmek isterim. Ben Siyasilerin söylemlerini çıkarları, menfaat ile örtüştüren zübükleri kastediyorum.

Almanya’da, Amerika’da, İngiltere, Danimarka, Fransa’da 

Almanya’da oturup Türkiye için ahkam kesemezsiniz.!

Buraya gelip krallar gibi yiyor, içiyor, yaşıyorsunuz bir eliniz yağda bir eliniz balda, oh be güzel hayat..!  Bize şükür telkin edeceğinize asıl halinize siz şükredin! Türkiye’de aldığınız evleri kiraya verirken olmayan vicdanınızın sesini dinleyin.!

Ekmeğini yediğiniz Almanya’yı, Avrupa’yı yerden yere vuruyorsunuz, karalıyorsunuz ama oradan da ayrılmıyorsunuz. Sosyal, hukuki, ekonomi, siyasi  tüm haklardan faydalanıyorsunuz! Bize gelince de Türkiye’de geçim zorluğu çeken milyonlarca dar gelirliyi yani halkı aşağılıyorsunuz, hakaret ediyorsunuz! Siz kimsiniz, ne ayaksınız.!

Öyle hadsiz, şımarık, sahtekâr, terbiyesiz tipler var ki; ağzına direk ahır küreği ile vurasım gelir!

Avrupa’da yaşa, gel tatile bize hakaret et! Hadi ordan…