Yakın bir zamanda imam, vaaz ve Kur'an kursu öğreticilerinin okullarda görevlendirilmesini amaçlayan bir proje hayata geçiriliyor!  Gerekçeyi öyle bir tatlılaştırıyorlar ki siz adeta “ne var bunda gayet güzel” diyorsunuz. 

ÇEDES NEDİR? diye yazdığınızda;

“Millî Eğitim Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından hazırlanan protokole göre Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum (ÇEDES) projesinin amacı; “bilime sevdalı, kültüre meraklı ve duyarlı; millî, ahlaki, insanî, manevi ve kültürel değerlere bağlı” öğrenciler yetiştirmek” şeklinde önümüze bir açıklama çıkıyor.

Mantıklı düşünebilen, sorgulayan, aydın, çağdaş,  cumhuriyet, hukuk ve laik değerleri savunan insanlar hemen şu soruyu soruyor;

Milli Eğitimde 1 milyon 200 bin öğretmen var. Her okulun bir din öğretmeni var. 19 bin ortaokul, 13 bin lisede öğretmen eğitimi almış toplam 31 bin Din kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni zaten görev yapıyor.  Bu imam, vaaz, Kur'an kursu öğreticilerine ne gerek var? Mevcutta görev yapan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenleri milli manevi değerleri bilmiyor mu? 

Böyle bir uygulamanın altında ne var?  Bu modellemeleri hangi ülkelerden alıyorsunuz? Yoksa, her kuruma din görevlilerini yerleştirme planınız mı var?

Mesela tersini düşünelim, camiye öğretmen atansa olur mu? Orada cemaate fizik, kimya, Türkçe ve matematik anlatsa nasıl olur mu?

*

Dünyada eğitim alanında karma, laik ve çağdaş eğitimi tercih eden ülkeler asla böyle bir hataya düşmez. Ve bu ülkeler eğitimdeki başarıları ile zirve yaparak örnek ülke olarak gösterilir. Bilimde, teknolojide, yatırımda, sanayide ve sağlıkta kısaca her alanda; son derece bilgili, çalışkan, sürekli yeni düşünceler üreten, ufku açık, kalkınmada görev alan zımba gibi bir nesil yetiştirir. Zaten gelişmenin temeli de budur. Bundandır ki öğretmenlere ‘ Yeni nesil sizin eserimiz olacaktır’ diyen çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, 3 Mart 1924'te 430 sayılı TEVHİD-İ TEDRİSAT  Kanunu’nu çıkarttı. Tekke ve zaviyeleri, medreseleri kapattı. Kız çocuklarının okula gitmesini sağladı karma eğitimin önünü açtı.

Kanun,  Türkiye’de eğitim alanında reform yapabilmek; millilik, laiklik, modernlik esaslarını uygulayabilmek için eğitim kurumlarının birleştirilmesine ihtiyaç duyulması sebebiyle hazırlanan kanun, ülkenin eğitim işlerinde çok başlılığın kaldırılmasını sağladı.

Son 20 yılda eğitimde hızla geriye gidiş var. İhtiyacın bin kat fazlası imam hatipler açıldı.

İmam olamayacakları halde imam hatiplere öğrenciler alındı. Eskiden imam hatiplere sadece imam olacak olan erkekler alınırdı.  4+4+4 eğitim sistemi 12 yıllık zorunlu eğitimi yok etti.

Bütün bunlar yetmemiş gibi cemaat ve tarikatlar tarafından sayısız kaçak Kur'an kursları, tekkeler, medreseler, yurtlar  açıldı! Çocuklara baskı, dayak, kötü muamele , tecavüz ve intihar  iddiaları ve haberleri ortalara saçıldı.  En son Urfa’da 12 yaşındaki bir çocuk ahırda intihar etmiş halde bulundu.

Durum gerçekten çok vahim boyutlarda. Hızla gericileşiyoruz.  Din adı altında, din maskesiyle cemaatler ülkeyi her geçen gün ele geçiriyor.! 

Geçmişte milli eğitim bakanı olan Hüseyin Çelik’e bir gazeteci, “cemaatler devlete sızıyor, iddiaları var, siz buna ne diyeceksiniz” diye sorduğunda, “Buna kargalar bile güler demiş, kısa bir süre sonra 15 Temmuz’da FETÖ darbe girişimi yaşanmıştı.

Maalesef bugün fetövari onlarca cemaat devlete sızmıştan öte etkili, yetkili makamlara adamlarını yerleştirdi. Kendilerine uygun kararlar aldırdığını kendi yayınlarında söylemekten çekinmiyor.  Durum gerçekten vahim.

Değerli dostlar, inançlı olabilirsiniz.  Dindar, samimi müslüman olabilirsiniz.  Cumhuriyet, demokrasi, laiklik bu samimi güzel insanları korumaya alırken, dini kendi emelleri için kullanan, indirilmiş dini öğretmeyip, uydurulmuş dini din diye yutturanlar, hem dinimize, hem milletimize, hem de ülkemize büyük zarar veriyor.  Atatürk, Diyanet İşleri Başkanlığını bu nedenle kurmuştu. Atatürk, Çocuk Esirgeme Kurumunu da kimsesiz yoksul çocukları bu art niyetli oluşumlardan korumak için kurmuştu.

Sonuç olarak, bizim ÇEDES’lere değil, bilim, matematik, fen, fizik gibi pozitif bilimlere daha fazla ihtiyacımız var.

Milli ve manevi değerler çocuklarımıza  önce aileler,  daha sonra öğretmenleri tarafından itina İle öğretilmektedir. İmamlara, vaazlara gerek yoktur.  Geçmişte Milli Güvenlik derslerine asker girerdi.  Askerin yeri kışladır, okulda ne işi var diye bu uygulamayı kaldıranlara ben de soruyorum, İmamın, vaazın yeri camidir. İmamın okulda ne işi var?