HES’ler yeniden hortladı. Bir süre sessiz, sedasız bekletilen HES davaları yeniden başlatıldı. Bilirkişi heyetleri bir günde 3-4 bölgeye dereye gidip keşif yapıyor. Bu yerler arasında mesafe uzun olunca artık dereye inmek yerine dron uçurarak keşif yapılmaya başlandı. Mesela Kılıçkaya’da dron ile keşif yapıldı! Alelacele apar topar iki ayak bir papuçta bir keşifti..!

Borçka Balcı, Yusufeli Kılıçkaya, Yusufeli Demirdöven’in keşfi aynı güne konmuş. Keşif heyeti buralara yetişmek için adeta yer uçağı arıyor. Zaten yolları Türkiye’nin en kötüsü! Canla başla koşuşturuyor, yetişmeye çalışıyor. Ancak detaylı inceleme yapamıyor, çünkü zaman yok.!

Bazı yerlere devreye dron sokuluyor. Kılıçkaya’da dereye dron gönderildi.! Akşam olmak üzereydi. Vaktimiz az diyerek insanlara çok az süre verildi.! Oradan da alelacele Demirdöven’e gidildi. Artık ne kadar keşfederlerse....

Değerli Dostlar; Özellikle dere HES’leri hem ürettiği elektrik, hem de doğaya, çevreye verdiği zarar ile zaten sık sık gündem oluyordu, olmaya da devam edecek.

Bu HES’lerin tamamı özel şirketlere sarılmış. Hem de büyük rant söz konusu. Özellikle 2 madde var ki, bu iki madde derelerin katledilmesine sebeptir! HES şirketlerinin ısrar etme nedenidir.

1- Su kullanım hakkı

2- devretme, satma hakkı

Sırf bu yüzden tüm HES’lerin yeniden tartışılması gerekir. Bu iki madde sözleşmelerden çıkarılmalıdır. 

Henüz yapılmamışsa hiç bir HES bu şartla yapılmamalı. Aslında bu küçük HES’lerin enerji üretimine katkıları tartışılıyor! Ürettikleri enerji iletim hatlarında kayboluyor!!ama sayacından çıkan enerjinin paralarını alım garantisi nedeniyle anlaşma gereği cent üzerinden alınıyor.

Bizim faturamıza da kayıp kaçak olarak yansıtılıyor. Tepkiler gelince o bölümü faturalardan sözüm ona kaldırdılar. Gerçekte ise alınmaya devam ediyor.

HES’ler konusu hayli işlendi ve bölgemizde, Karadeniz’de, Artvin’de 130 HES projesinin iptal edildiğini dönemin bakanı Eroğlu, yine Eski bakan Albayrak ve eski Artvin milletvekili Kışla tarafından basına açıklanmıştı. Açıklanmıştı da bunların hangi yerlerde hangi HES’ler olduğu açıklanmamıştı, Bilgi istememize rağmen hala bilmiyoruz.

Borçka Balcı Köyünde yapılması planlanan ÇERMİK HES, o vadide yapılmak istenen üçüncü HES olacak. Ne gerek var 2 HES yetmedi mi? Her 3-5 metrede 1 HES mi yapacaksınız? Kılıçkaya’nın deresi en küçük Derelerden biri. Hatta yılın 9 ayı can çekilen “CANSUYU”dur.

Şirketin avukatı projeyi anlatırken hayretler içinde kaldım!

Ne zormuş yanlışı savunmak,

Ne zormuş yalanları aklamak!

Söylediğiniz her şey birbirini yalanlar, birbirine tezat düşer.! Alakasız, mesnetsiz savunma belki cüzdanınızda bir iyileşme sağlar ana vicdanınızda büyük yaralar açar.!

Kılıçkaya deresi gerçekten çok küçük ve yetersiz olduğu için DSİ gölet yapıyor.

Amaç; suları büyük bir gölette toplayıp kuraklık olunca halk içme ve sulama suyunu buradan kullansın. DSİ burada HES Projesine uygun suyun olmadığını bildiği halde neden ihale edip bu dereyi bir şirkete sattı?

Özel şirketler babalarının hayrına iş yapmaz. Onların birinci ve tek amacı kâr etmektir. Yoksa sizin enerjiye çok ihtiyacınız var diye bu işe girmez. Bu işten ne kadar para kazanacağını hesap eder. Nasılsa alım garantisi var, cent yani dolar üzerinden fiyatlandırılıyor, dolar Mars’a giden güze gibi, daha ne olsun..!

Yusufeli Kılıçkaya halkı; kadını, erkeği, genci yaşlısı bu projeye karşı çıkıyor. Karşı çıkmak için sırf karşı çıkmaktan çok öte onlarca gerekçelerini sıralıyorlar.

“Suyumuz yok” diyor. “Her şeyimizi devlete  verdik. İlçemizi, vadilerimizi, en değerli arazilerini, geçmişlerini, geleceklerini, hatta mezarlıklarını bile. Devletimize helal olsun. Ama bizim suyumuzu almayın. Alırsanız ölür, yok oluruz” diyor.

2012 yılından beri bu dava devam ediyor. Mahkeme kararları hep köylüden, doğadan yana çıktı. Çünkü başta doğa olmak üzere burada yaşayan tüm bitki ve canlıların yaşam sebebidir bu dereler.

Artvin’de bugüne kadar yapışmış ve milyarlarca yılda var olmuş Çoruh Vadisi ömrü 50-60 yıl olacak büyük barajlar uğruna  yok edildi!  Derelerimiz rant projeleriyle doğanın canlıların elinden Enerji bahanesiyle HES’ler için elimizden alınıyor. Buna “EVET” dememiz mümkün değil.

Bakın Artvin Merkez Ortaköy’de 3 adet HES projesi var. Oraya gidebiliyorlar mı? Eğer Berta deresini HES’çilere verirseniz Berta halkı yok olur. Bunu bildikleri için. AKP’ye çok yüksek oy verdikleri halde bir AKP projesi olan HES’e müsaade etmiyorlar.  Demek ki farklı siyasi düşüncede olsanız da söz konusu Artvin, derelerimiz olduğunda aynı noktada. Ulaşabiliyoruz.

Kılıçkaya halkı da Berta halkı gibi yek vücut olmuş. Bu su bizim her şeyimiz, bizim çanımızı aldıktan sonra deremizi alın. Çünkü deremizi aldığınızda bi öldük demektir. Tüm demokratik ve hukuki haklarınızı sonuna kadar kullanacağız.

Şehirlerde yaşamak artık imkânsız gibi bir döneme giriyor.  İnsanlar köylere dönüş yaparken deresini şirketlere satmak ne demektir?(  Borçka- Balcı/Çermik ve Demirdöven HES’lerini bir sonraki yazımda ele alacağım.

Esen Kalın.