Gençlik yıllarından beri Milli Görüş Hareketi içerisinde olan Sücü, Fatih Erbakan’ın yeni parti kurma kararı almasının ardından Kurucular Kurulunda görev aldı.

Yeniden Refah Partisi Artvin İl Başkanlığı görevi ile kentte teşkilatlanmayı kuran Sücü, kente daha iyi hizmet edebilmek için Milletvekili adaylığı görevine talip oldu.

Artvin’de mahalle mahalle, köy köy gezerek vatandaşın talep ve şikayetlerini dinleyen Sücü, Milletvekili seçilmesi durumunda yapacağı hizmetleri ve projelerini de anlatıyor.

Seçim çalışmalarına devam eden Sücü, Artvin Gazeteleri Muhabirinin sorularını yanıtladı.

Aday olmadan önce partinizin il başkanlığı görevini yürütüyordunuz. Yeniden Refah Partisi ile yollarınız nasıl kesişti, bahsedebilir misiniz?

Lisedeyken Necmettin Erbakan hocamızın belediye seçimlerindeki mitinglerini takip ediyorum. Oradan bir sempati geldi daha sonra Erzurum’da bir mitingde Erbakan hocamız ile yollarımız kesişti. Orada onu dinlediğimde çok mantıklı gelmişti konuşmaları bana, daha sonra yakın takibe aldım. Sonrasında yaşımız oy kullanabilecek duruma geldiğinde milli görüşü araştırmaya başladım. O dönemin milli görüş partisi olan Saadet Partisine 2001 yılında üye oldum sonrasında yönetimine girdim. 12 yıl boyunca Yusufeli ilçe başkanlığını yaptım. Bu süre içerisinde aynı zamanda genel başkanımız Fatih Erbakan’ı babasına olan hayranlığımdan dolayı ziyarete gidiyordum. Daha sonraki süreçte Erbakan Vakfı kuruldu bu vakıfta il başkanlığı görevini sürdürdüm. Daha sonra parti kurulma aşamasına geldiğinde ben yönetimine girmiştim. İl yönetimindeyken parti kurulunca bizide çağırdılar. O çalışmaların içerisinde bizimle yer alır mısınız dediler ve çalışmalar içerisine katıldık. Sonraki süreçte de kurucular kurulundan sonra genel başkanımız bize dedi ki Artvin’e git partimizi kur bayrağımızı vur ve çalış dedi. Bizde geldik Artvin de çalışmaya başladık ve bugünümüze geldik.

Yeniden Refah Partisi Milletvekili adayı olma kararını neden aldınız? Mevcut düzende sizi rahatsız eden durumlar nelerdir?

Yönetim biçimi bu mevcut düzen aslında benim hoşuma gitmeyen bir düzen zaten. Erbakan hocamızında bu düzen hoşuna gitmediği için yeniden büyük Türkiye’yi kurmak istiyor. Bir kere yetersizliklerimiz var. Kanunlarda yetersizlik var, yönetimde adalet konusunda yetersizliklerimiz var. Bu yetersizlikleri gördüğüm için zaten mevcut siyasi partilerin içerisinde yer almadım. O yüzden milli görüşün aslında insan odaklı hareket ettiğini görüyorum. Para kazanma odaklı değil insan odaklı, duygusal odaklı yaşamın belli bir kriterler içerisinde ilerleyip aslında dünyanın fani olduğunu ve burada adaletli olmak gerektiğini herkesin hak ettiği değerde yaşaması gerektiğini çok iyi çalışmaları ile ispat eden bir kuruluş. Dolayısı ile ülkemizin bu yetersizliğini görünce yönetimde adalet paylaşımda adaletin olmadığını görünce ben taşın altına elimi koymak istedim bireysel olarak. Özellikle Artvin’deki sorunların çok fazla oluşu yıllarca çeşitli derneklerle mücadele verdik buradaki düzen değişsin insanların mağduriyeti ortadan kalksın. Torpil kalksın adam kayırma işi bitsin dayısı olan işe girmesin liyakatli insanlar işe girsin diye mücadeleler verdik hep. Baktık ki bu mücadelede aslında verilmesi gereken nokta meclis. Sesinizin gür duyulabileceği bir yer orası. Dolayısıyla bizde bu süreci ancak meclisde sesimizi yüksek sesle insanların sıkıntılarını Artvinli kardeşlerimizin de dertlerini anca meclisde dile getiririz başarabiliriz. Bu adaletsizliği paylaşımda adaleti savunabiliriz dedim. Bu doğrultuda karar verdim aday olmaya.

Artvin’de güçlü bir teşkilat yapınız var, bunu nasıl kurdunuz bahsedebilir misiniz?

Aslında özü şu doğru öyle bir şey ki kırk yerden yama vursanız bir yerden yine gözüküyor. Ben hep çalışmalarımda şunu yaptım ne sağcıyız ne solcu doğrudan yanayız. Yanlışı eleştirip doğruyu alkışlarız. Sağcılığın da solculuğun da gericilik olduğunu düşünüyorum. Asıl ileri görüşlü insan doğruya doğru diyen yanlışa yanlış diyen insan olmalı. Maalesef kutuplaşmalarda insanların o kadar fanatikleşmişler ki ben solcuyum diyor hayatta sağcıya oy vermem diyor. Aslında bunun da kırılmasını sağlamaya çalışıyoruz biz. Neden bu işin sağı solu yok milli duygularla kendi ülkesinde çalışan hangi insan olursa olsun bunu alkışlamamız lazım. Yanlışı kim yaparsa yapsın benim öz kardeşimde yapsa babam da yapsa yanlışa yanlış dememiz lazım. Bu bağlamda bunu anlattıkça insanlar buna çok sıcak baktılar. Biz kandırılıyor muyuz acaba dediler. Baktım ki konuştuğumuz, dokunduğumuz her insan sosyal medyalarında bizim bu söylemlerimizi kabul edip yazmaya başladılar. Biz doğruya doğru diyeceğiz yanlışa yanlış diyeceğiz biz ne sağcıyız ne solcuyuz demeye başladılar. Muazzam bir kitle oluştu ama şununda altını çizmek istiyorum aslında Artvin solcu olarak gözükse de şehir merkezlerinde solcu ağırlığı var ama köyleri ile bütünleştiği zaman seçmenin büyük bir kısmı sağcı. Sağcı seçmenin yerelde belediyelerde kendini solcu gören seçmenler fanatik sağcı seçmenden de oy alıyor. İşin gerçeğinde sağcı seçmenin kitlesi daha çok fazla. Yani bunları birbirleri ile birleştirdiğimiz zaman da muazzam güçlü derecede bir yapıya sahip olduk Artvin’de. Üye sayısı bakımından baktığımız zaman bunu görebiliyoruz insanlar ile diyalog kurarken görebiliyoruz. İyi güçlü bir kadro kurduk inşallah bunlarda 14 Mayıs’ta sandığa yansıyacak.

Ekmek Parası Siyasi Malzeme Mi Oldu? Ekmek Parası Siyasi Malzeme Mi Oldu?

Seçim sürecinden önce de vatandaşa dokunmaya sorun dinlemeye çözüm üretmeye devam ediyordunuz. Seçim sürecinde de bunu devam ettirdiniz, insanların size ilettiği talepleri şikayetleri nelerdir?

Biz vatandaşın ayağına gidiyoruz köy köy mahalle mahalle geziyoruz. Biz kapı kapı gezeceğiz insanların dertlerini dinleyeceğiz ne istiyorlar diye biz ayaklarına gideceğiz. Muazzam karşılamalar var tertemiz kalpleri olan, ülkemiz ayakta dursun da nasıl olursa olsun aç da olsak bir şekilde az yiyerek de yaşayabiliriz ama vatansız yaşayamayız diye çok aza kanaat etmiş köylülerimiz, insanlarımız var. Oğlu işe alınmadığından dert yanıyorlar mülakata alınıp elenerek puanı iyi olmasına rağmen hakkını yediğini söylüyorlar. Bu mevcut durumdan rahatsızlar. 21. Yüzyılda yaşadığımıza rağmen yolumuz yok köye arabalarımız altını vura vura gidiyor, beton dökülmedi asfaltımız yok, yol genişlemedi sorunlar var. İnsanlar artık yiyeceklerini içeceklerini karşılıyorlar az da olsa kimseye belli etmeden kendi hayatlarını sürdürüyorlar. Fakat çok zorluklar altında aldıkları arabalarını o yollarda haşat olmasını istemiyorlar tabi. Talepleri aslında çok basit şeyler ama bu kadar basit şeyler olmalarına rağmen biz maalesef biraz öncede dedim ya yönetimde adaleti sağlama derdi yok kimsede. Herkes bir şekilde tutturmuş nasıl olsa ne yaparsa yapıp beş yılda bir seçimden önce gidiyoruz üç ay kala sırtına yüklerimizi vuruyoruz amca nasılsın, teyze nasılsın diyoruz oylarını alıyoruz diye alışmışlar o düzene. Maalesef düzen böyle bundan da artık vatandaş şikayetçi artık yeter diyorlar. Bunların hepsini ortadan kaldıracağız. Hedefimiz işsiz insan aşsız ev bırakmamak.

Partinizin Artvin özelinde projeleri neler, Milletvekili seçildiğiniz takdirde neler yapmayı planlıyorsunuz?

Artvin yeraltı ve yer üstü zenginliği olan bir il ve bu yatırımların daha çok olması lazım. Yollarımızın düzenlenmesi lazım. Eksiklik gördüğümüz buraya bir bölge hastanesi kurulması lazım. Doktorları burada saklayabileceğimiz güzel lojmanlar, sosyal alanlar oluşturacağımız lojmanların olması lazım. Tecrübeli doktorları burada saklayabilelim. Dolayısıyla şehir yapılaşmasında insanlar nasıl hastaneye ulaşsın diye hastane yapmıyoruz. İnsanların en kolay ulaşacağı yer hastane olması lazım. Eksiklerimiz sadece bunlar mı değil. Mesela bir polis düşünün yüzlerce polis caddede gezerken sadece güvenliği sağlayan polisleri göremiyoruz artık sadece trafik polisleri var. Normal bir polisi gördüğüm zaman benim huzurum var rahatım var benim polisim var bana kimse dokunamaz burada diyorum. Köylerde tarım alanlarında desteklenmesi gerekiyor sorunlarımız çok küçük ama Artvin insanları için çok büyük sorunlar bunlar. Yapılamayan, çözülemeyen sorun en büyük sorundur. Kendi adamları ile değil bu işi bilen ile çalışılırsa şehir planlaması daha iyi olur. Gereksiz yerlere gereksiz kurumları koyarsanız trafiği yoğunlaştırırsınız. Bunun topyekun bir planlama içerisinde yapılmasını düşünüyorum. Bunları meclisde dile getireceğiz. Bizler milletin gönlüne girmeye çalışıyoruz. Milletin gücünden güçlü bir güç var mı? Siz ne iş yapıyorsanız yapın eğer arkanızda milletin gücü varsa sizin gücünüz var. Birilerin gücü ile gitmiyoruz kendi gücümüz ile gideceğimiz için o gücü orada çok iyi kullanacağız.

Emine OCAKÇI

Editör: Editör Masası