Çok ilginç bir seçim dönemi yaşıyoruz. Türkiye, iki kutba ayrılmış iki taraf da birbirini vatan hainliği ile suçluyor. İnsanlar bu bozuk düzene çare isterken çirkin ve sert söylemler havada uçuşuyor. Aslında iki tarafın da yaptığı korku politikasını halka aşılamaktan başka bir şey değil. Bir taraf diğer tarafı örnek göstererek “Aman ha bakın bunlar iktidara gelirse şunlar şunlar olacak” diye aba altından sopa gösteriyor. Diğer taraf “Bunlar gitmezse Türkiye batacak” diye felaket tellallığı yapıyor. Kutuplaşmaktan ayrışmaktan yoruldu bu insanlar. Nefret söylemleri artık mide bulandırıyor.

Burada haddim olmayarak bir iki öneride bulanacağım sizlere… Sevgili okurlarım, bakmayın öyle meclis kürsüsünden karşı tarafa kin kusan kıymetli vekillerimize onlar o meclisin arka bahçesinde beş dakika önce vatan hainliği ile suçladığı taraflarla çay kahve yudumluyor… Ne kadar ilginç değil mi? Hayır değil. Bizim siyasetimiz maalesef bu temel üzerine kurulmuş. Onlar birbirlerini hedef gösterir, Anadolu’da yıllardır iç içe yaşayan Ahmet amca çocukluk dostuna düşman olur. Yapmayın sevgili dostlar. Bu kirli düşüncelere kapılıp dostluğunuzu, komşuluğunuzu, akrabalığınızı bozmayın. Onlar sadece seçim dönemlerinde gelir oy ister ve gider sizler bir ömür yüz yüze bakacaksınız. Cenazeniz olduğunda ilk o komşunuz gelecek, düğününüzü akrabanız şenlendirecek, derdinizi arkadaşınız dinleyecek bunu uğruna yüz çevirdiğiniz siyasiler yapmayacak. Oy için kin kusan sevgili vekillerimiz o ara turuncu koltuklarında göbek kaşıyor olacak, bunun bilincinde olalım. Geçtiğimiz gün yaşadığım bir anımı paylaşayım ne demek istediğimi anlayın lütfen. Çay bahçesine gitmiştim amacım çay emekçisinin yaşadığı zorlukları gazeteci olarak gündeme getirmekti. Bir amca beni görünce “Siz gideceksiniz biz geleceğiz.” dedi. Anlamadım. “Biz kim, siz kim?” dedim. Sonra başörtümü kast ettiğini anladım. AK Partili diye fişledi tabi çünkü siyasetçilerden bunu öğrenmiş. “Şekilci olmayın fikir insanı olun.” dedim. Ben de onunla siz şöylesiniz böylesiniz diye kavgaya tutuşmadım. Oturduk sohbet ettik. Aslında aynı değerler üzerine kurulu farklı hayatları yaşıyorduk. Biz buyuz işte; fikirlere saygı duyan ortak paydada durabilen, amacı insanca yaşamak olan sıradan vatandaşlarız. Biz bu ülkenin ferdi olarak ortadayız çevremizi saran siyasiler bizleri çekiştirirken oraya buraya biz düşüyoruz o karanlık çukura. Bu oyunlara gelmemek lazım… Onlar gider biz kalırız düşüncesini akıllardan çıkarmamak lazım…

***

Bu günlerde Artvin’de nereye dönersen bir siyasetçiye çarpıyorsun değil mi? Çok değil üç dört haftaya hepsi el çekecek merak etmeyin. Bunlar hep seçimden… Ama şöyle de bir gerçek var ki bu millet vatandaşlık haklarını hep seçim döneminde kazandı. Biraz gerçekleri konuşalım değil mi? “Bu yıl seçim var kesin fazla atama olur, bu yıl seçim var 4 yıldır beklediğimiz şu hizmet kesin bu yıl yapılır. vs” gibi cümleleri hepimiz kurduk. Trajikomik bir durum lakin gerçeğimiz bu bizim. Biz vatandaş olarak haklarımızı hep seçim dönemlerinde kazandık. Vaatler havada uçuşuyor ne diyelim inşallah elle tutulur gözle görülür iki üç vaat başımıza düşer de biz de bu ülkenin vatandaşı olarak yararlanırız.