Günümüzde yaşadığımız dünyada, insanlık adına bazen iç karartıcı olaylara tanık olabiliyoruz. Ancak bazı anlar vardır ki, bize umut verir, yüreklerimizi ısıtır ve insanlığımızı hatırlatır. Bu yazıda, özel gereksinimli bireylerle ilgili iki farklı olayı ele alacağım ve içlerinde barındırdıkları olumlu mesajlara odaklanacağım.

Dün Vali Yılmaz Doruk’un makama geçerken düğün konvoyunun önünü kesen ve kentte sevilen Sıddık isimli özel gereksinimli birey ile düğün konvoyunu kesip damattan bahşiş istemesi yönetimde alışık olmadığımız görüntüler arasındaydı. Olaya tanık olanlar Vali Doruk’a olan sevgilerini bir kat daha artırdı sanırım. Vali Doruk'un, özel gereksinimli vatandaşlarımıza gösterdiği saygı, hoşgörü ve kabul etme duygusu, herkesi etkilemiştir diye düşünüyorum. Bu olay, toplumda farklılıklara karşı daha anlayışlı ve destekleyici bir yaklaşımın gerekliliğini vurguluyor.

Öte yandan, Artvin Belediye Başkanı'nın yaptığı güzel bir jest de yürekleri ısıttı. Kafkasör Festivalinde tekerlekli sandalyesi kırılan yürüme engelli bir vatandaşa tekerlekli sandalye hediye etti. Başkanın bu hareketi, insanların zor durumda olan bireylere yardım eli uzatmalarının ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Engelli vatandaşlarımızın yaşamı kolaylaştırmak, ihtiyaçlarını anlamak ve onlara destek olmak hepimizin sorumluluğudur. Başkanın bu jesti, toplumda engelli bireylere karşı duyarlılığın artmasına ve yardımlaşma ruhunun yayılmasına vesile olması temennisiyle…

Bu iki olay, bizlere insanlığın farklı yönlerini göstermektedir. Vali Yılmaz Doruk'un özel gereksinimli bir bireyle olan etkileşimi, toplumun bir bütün olarak farklılıkları kucaklama ve hoşgörüyle yaklaşma potansiyelini hatırlattı. Artvin Belediye Başkanı'nın ise yürüme engelli bir vatandaşa tekerlekli sandalye hediye etmesi, yardımseverliğin ve dayanışmanın gücünü bizlere bir kere daha gösterdi.

Bu içleri ısıtan olaylar, bize seçim yapma fırsatı sunuyor... İnsanlık dışı davranışlara yönelmektense, hoşgörü, saygı ve yardımlaşma gibi değerleri yaygınlaştırmak için çaba göstermeliyiz. Her birimiz, toplumda daha insanlık dolu bir dünya yaratma yolunda adımlar atabiliriz.

Unutmayalım ki, gerçek insanlık, zor zamanlarda bile diğer insanlara nasıl davrandığımızda ortaya çıkar. İçimizdeki sevgiyi ve hoşgörüyü besleyelim, farklılıklara saygı gösterelim ve birlikte daha iyi bir dünya inşa etme çabasında birleşelim.