Bizler 1 Mayıs'ı yıllardır işçinin, emekçinin, köylünün bayramı diye biliriz. Ancak ne hikmetse 1 Mayıs muhalefetin, muhaliflerin ve iktidar karşıtlarının bayramıymış gibi kutlanır.

İktidar karşıtlarının bir haykırışı, bir dik duruşu bir hak arama eylemi olarak görülür 1 Mayıs.

İşçi, köylü, emekçi 1 Mayıs'ı layıkıyla kutlamaya, konuşmaya ve hatta haykırmaya kendini adamış olsa gerek.

Bizim sektörümüzdeki çalışan işçi, emekçi kardeşlerimizin yani basın emekçilerimizin de 1 Mayıs'ı 1 Mayıs gibi kutlaması gerekir.  Ne yazık ki kendi hakkını arayanların mücadelesinden uzak, ancak gözlemleyerek, haber yapma veya etkinliği duyurma peşinde oluruz.

Artvin'de 1 Mayıs'ı kutlamak ve 1977 yılındaki kutlamalarda hayatlarını kaybetmiş insanları anmak biz emekçilerin, hak ve hürriyet arayanların, işçinin, köylünün ve muhaliflerin hep birlikte güç birliği sağlaması adeta bir gövde gösterisi yapması anlamına gelmelidir. Fakat mevcut siyasi iktidarın 1 Mayıs'ı resmi bayram olarak ilan etmesiyle her yerde sıradan etkilik şeklinde kutlamalar yapılması, 1 Mayıs'ı 1 Mayıs gibi kutlamamıza; İşçinin, emekçinin, köylünün adeta tek bir vücutmuşcasına bir olup, birlik olup 1 Mayıs ruhuna yaraşır bir şekilde kutlamasına maalesef engel oluyor.

Bu benim kişisel fikrim ancak hak, emek, özgürlük, adalet, insanca yaşamı haykırıp isterken birleşmemiz ve adeta tek bir sesmişcesine haykırmamız gerektiğini düşünenlerden biriyim.

Bu yıl 1 Mayıs'ta ne yazık ki alanlarda olamadım. Kendimce mazeretim vardı sizlerin de bilmesinin hiçbir sakıncası yok. Olamama nedenim değerli kardeşim Can dostum, yoldaşım, bacanağımın abisini kaybetmesiydi. Ben de bu acı gününde onun yanında olmaya özen gösterdim. Fikret Yılmaz kardeşime, dostuma buradan uğurlar olsun dileklerinde bulunurken, sevenlerine yakınlarına aile bireylerine sabır ve metanet diliyorum. Işıklar içinde ol Fikret abi.

Her şeye rağmen yıllardır olduğu gibi 1 Mayıs emek ve özgürlük Bayramı kutlu olsun diyorum. Sevgiyle kalın okurlarım...